• Üye Girişi
  • |
  • Üye Ol
MEHMET

MEHMET

ÖĞRETMEN

ÇOCUK VE AĞAÇ

Çocuk, çok sevdi ağacı...
Verirdi ona, her kış
Çiçekleri olaydı!

Ağaç, çok sevdi çoçuğu...
Öperdi altın saçlarından
Dudakları olaydı!

Ve ona öptürmek için,
Eğilirdi yerlere kadar;
Yanakları olaydı!

Dökerdi önüne hepsini
Gümüşten, altından, sedeften
Oyuncakları olaydı!

Ve çoçuk gittikten sonra,
Böyle kalır mıydı ağaç?
Ne olurdu onun da
Bacakları olaydı,
Ayakları olaydı!

Arif Nihat Asya

MEHMET

MEHMET

ÖĞRETMEN

ÇOCUK

Annesi gül koklasa, ağzı gül kokan çocuk;
Ağaç içinde ağaç geliştiren tomurcuk...

Çocukta, uçurtmayla göğe çıkmaya gayret;
Karıncaya göz atsa 'niçin, nasıl? ' ve hayret...

Fatihlik nimetinden yüzü bir nurlu mühür;
Biz akıl tutsağıyız, çocuktur ki asıl hür.

Allah diyor ki: 'Geçti gazabımı rahmetim! '
Bir merhamet heykeli mahzun bakışlı yetim...

Bugün ağla çocuğum, yarın ağlayamazsın!
Şimdi anladığını, sonra anlayamazsın!

İnsanlık zincirinin ebediyet halkası;
Çocukların kalbinde işler zaman rakkası...

                                               Necip Fazıl Kısakürek
MEHMET

MEHMET

ÖĞRETMEN

OYUNCAKÇI AMCA

Oyuncakçı amca,

Ne çok oyuncakların var;

Top, tank, tüfek, tabanca...

Gövdem titriyor,

Onlara bakınca!

 

N'olursun oyuncakçı amca,

Bundan böyle bizlere,

Oyuncak tüfekler yerine,

Ak yelkenli bir gemi,

Bir de süslü bebekler getir,

Unutma e mi?

 

Sonra oyuncakçı amca,

Senden aldığım tüfekleri,

Bozarak onlardan kuş yaptım,

Bana kızmazsın değil mi?

                       ABDÜLKADİR BULUT

MEHMET

MEHMET

ÖĞRETMEN

SAATİM

Kara gözlü saatim,

Ak yüzün yusyuvarlak.

Uyanınca erkenden

İlk işim sana bakmak.

 

Geç mi kaldım okula

Sen olmasan bilemem.

Saati, benim gibi,

Senden öğrenir annem.

 

Ben daha uykudayken

Sen çın, çın, çın edersin.

"Kalk artık, yeter uyku,

"Yediye geldim" dersin.

 

On ikiyi çalarken

Gösterirsin öğleyi.

Sanki dersin bize sen:

İşte öğle yemeği!

 

Yarı gece olunca

Yirmi dörde gelirsin.

Bir gün süren yolunu

Sevinçle bitirirsin.

 

Sonra gene, "bir!" deyip

Başlarsın yeni güne.

Durmadan, yorulmadan

İşlersin döne döne.

 

Sana benzerim ben de.

Bıkmadan çalışırım.

Vaktinde iş yapmaya

Küçükten alışırım...

                         HASAN ALİ YÜCEL

MEHMET

MEHMET

ÖĞRETMEN

YÜZE KADAR

Ne verseler sayarım;

Başa "bir"i koyarım.

"Bir", her şeyin ilkidir,

Arkadan "iki" gelir.

 

Üç, dört, beş, altı diye

Yaşım erdi yediye.

Olsun sekiz, dokuz, on;

Sayıya olmaz bu son.

 

On bir, on iki, on üç.

Saymak gelmez bana güç.

On dört, on beş, on altı,

Durun, daha var altı.

 

On yedi, on sekiz var,

Tam on dokuza kadar.

Geldik böyle sayarak,

Yirmi değildir uzak.

 

Sonra, otuz, kırk, elli

Altmıştayız, bu belli.

Haydi çabuk sayalım,

Sona sıfır koyalım.

 

Yetmiş, seksen, doksan, yüz;

Yüzde hesap görürüz.

                  HASAN ALİ YÜCEL

MEHMET

MEHMET

ÖĞRETMEN

UYKU

Uykum gitti nereye

Yıkanmaya dereye

Dön gel uyku n'olursun

Vücuduma geriye...

                                      İSMAİL UYAROĞLU

MEHMET

MEHMET

ÖĞRETMEN

ZERDALİ AĞACI

Havalar güzel gidiyor

Sen de çiçek açtın erkenden

Küçük zerdali ağacım

Aklın ermeden.

 

Bak kurt gibi kalın yapılı

Görmüş geçirmiş ağaçlara

Küçük zerdali ağacım

Pişman olursun sonra.

 

Şimdi okşar gibi hafif hafif

Bir gün yerden yere çalar rüzgar

Küçük zerdali ağacım

Bakma güzel gitsin havalar.

 

Sallansın dalların çocuklar gibi

Bakma güneş ısıtsın varsın

Küçük zerdali ağacım

Sonra donarsın.

 

Zemheride bahar mı olur

Akşamları seyret anlarsın

Sakın erkenden çiçek açma

Küçük zerdali ağacım...

                              CAHİT KÜLEBİ

MEHMET

MEHMET

ÖĞRETMEN

VAR

Ağacı kıskanırım

Yemiş yüklü dalı var

Bahar olsun güz olsun

Ne güzel masalı var..

 

İmrenirim arıya

Petek petek balı var

Konduğu çiçeklerin

Pembesi var alı var...

              CAHİT SITKI TARANCI

MEHMET

MEHMET

ÖĞRETMEN

SİNCAP

Kuşlar uçar,

Şu ağacın tepesinde,

Var bir sincap,

Ceviz kırar, yemek arar.

 

Her gün göremem ki,

Saklar onu

Anne yapraklar...

FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA

MEHMET

MEHMET

ÖĞRETMEN

ŞAPIR ŞUPUR

Ne iyiymiş okumak,

Ne güzelmiş.

Okumanın tadı var.

Niye mi dudaklarım şapır şupur şimdi,

Niye mi yutkunuyorum ara sıra?

Ben okurken

Sanki hepsi ya şeker, ya bal.

Tadına bakıyorum sözcüklerin.

                                FAZIL  HÜSNÜ DAĞLARCA